...:::WWW.unutulan.TK:::...
DAHA KALİTELİ HİZMET İÇİN ÜYE OLUNUZ...

ÜYE OLDUKTAN SONRA SİZE GELEN MAİL AKVİTE EDİNİZ..



ÜYELERİMİZ BÜTÜN AKTİVİTELERDEN YARARLANMA HAKKINA SAHİPTİR ...

ÜYELİK İŞLEMİ SADECE 10 SANİYENİZİ ALACAKTIR...

genclik_forumu@hotmail.com
...:::WWW.unutulan.TK:::...
DAHA KALİTELİ HİZMET İÇİN ÜYE OLUNUZ...

ÜYE OLDUKTAN SONRA SİZE GELEN MAİL AKVİTE EDİNİZ..



ÜYELERİMİZ BÜTÜN AKTİVİTELERDEN YARARLANMA HAKKINA SAHİPTİR ...

ÜYELİK İŞLEMİ SADECE 10 SANİYENİZİ ALACAKTIR...

genclik_forumu@hotmail.com
...:::WWW.unutulan.TK:::...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kayık 4 - MusTafa öZay

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
By_Kom@ndo
Admin
Admin
By_Kom@ndo


Mesaj Sayısı : 465
REP GÜCÜ : 3377
Kayıt tarihi : 12/04/09
Yaş : 35
Nerden : KONYA

Kayık 4 - MusTafa öZay Empty
MesajKonu: Kayık 4 - MusTafa öZay   Kayık 4 - MusTafa öZay I_icon_minitimePaz Nis. 12, 2009 11:20 pm

Kayık 4 - MusTafa öZay

--------------------------------------------------------------------------------

Dürbünü gözlerine dayadı.

Onu, dedi. Nefret dolu bir sesle. Onu parası için mi öldürdün yoksa? Haaa aşağılık deli? Parası için mi?...

Vedat komiserin öfkesi arttıkça artıyordu. Elindeki gazeteyi bir zeytin ağacının dibine attı öfkeyle. Gazetenin üzerine oturdu, bir sigara yaktı. Pantolonunun cebindeki su şişesini çıkardı, içti. Su, ılıklaşmıştı. Ilıkk!!! Kan gibi... Göğsünün üzerinde asılı duran dürbünü gözlerine götürüp denizin ortasına, karşı kıyılara yakın yerlere doğru baktı. Aynı yerin etrafında kayığıyla daireler çizen Mecit e bildiği bütün küfürleri sıraladı.

Sahilin hemen yanı başında yükselen, küçük bir tepenin zirvesindeydi. Tepe, deniz kenarına kadar uzanan zeytin ağaçlarıyla doluydu. Daha öğle vakti bile olmamasına rağmen nefes aldırmaz bir sıcak çökmüştü tepenin, zeytinliğin, denizin, dünyanın üzerine. Tek bir yaprak bile kıpırdamıyordu. Suyu ısınmış, gömleği terden vücuduna yapışmıştı. Öfkeden kuduruyor, aklına delice şeyler geliyordu. Hele şu an tatilde olması gerektiğini düşününce öfkesi daha da artıyordu...

Şu deli olmasaydı, diye bağırdı.

Öfkeyle baktı karşı kıyılarda gidip gelen kayığa. Şu deliii!!! Ahhhh şu deli olmasaydı. Şu boş sahillerin etrafında bok varmış gibi dönüp duran deliii! Şimdi akdeniz sahillerinden birinde, şezlonguma uzanmış yatıyor olurdum. Anasını satayım beee, anasını!!!

Neredeyse sinirinden ağlayacaktı.

Çocuklar gibi, tepine tepine ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Şezlonguma uzanmışım ulannn, diye bağırdı. Yanımda buz gibi birayla dolu bardağım. Ohhhh. Serin bir yel esmekte bağrıma bağrıma, ohhh!! Ve etrafımda alman kızları, sarı sarı. Yüzüme gülen, gülüveren, sıcacık. Selam veren, alorrrrr diyen alman sarışınlarıyla dolu etrafım. Denize koşup atlıyoruz birlikte, voleybol oynuyoruz ulannnn!!!

Deliiii!

Ben bütün bunları senin peşine düşmek için bırakmak zorunda kaldım delii! Ananı avradını, yedi sülaleni deliii! Cinayet işleyecek beni mi buldun temmuzun ortasında? Şimdi sırası mıydı lannn? Geberesice itt.

Sarışın alman kızlarını, akdeniz sahillerini, kalacağı beş yıldızlı hoteli ve orada yaşayacaklarını düşündükçe başı dönüyor, öfkeden kuduruyordu. Şu sıcak, nefes alınmaz, sinekli, yılanların cirit attığı ıssız tepede. Yanıyor, terliyor, daralıyor, delirdikçe deliriyordu.

Ulan senin ananı, diye yerinden fırladı.

Dürbünü gözüne dayayıp tabancasını çıkardı. Mermiyi ağzına verip emniyeti açtı. Karşı kıyılarda boş bir sahilin etrafında dönüp duran kayığın içindeki Mecit in alnına nişan aldı. Şarjör boşalana kadar sıktı. Tam ondört mermi sıktı. Bir yandan da dürbünle Mecit e bakıyordu. Adam, bir rüya aleminde gibi, patlama seslerini bile duymuyor, öylece boş sahile bakıyordu...

Ahhh, dedi ahhh.

Bu kadar mesafeden seni şu tabancayla vuramamki şerefsiz deli. Şu tabancanın gücü, menzili yetmez buna. Ama yemin olsun deli, şimdi şuracıkta. Elimde bir roketatar olacaktı. Seni denizin dibine kayığınla birlikte gömüp, doğru akdenizin yolunu tutmazsam adam değilim.

Bir yılan yanı başından, neredeyse ayaklarına sürünerek geçti.

İçi ürperdi komiser Vedat ın. Yeşil renkli yılan iki metre boyundaydı. Kalın mı kalın, büyük bir yılandı...

*****************

Bir gün önce, Ömer le ilgili yeni bir bilgiye ulaşılmıştı. Bu bilgi ışığında, Mecit in etrafındaki çemberin daha da daraltılmasına karar verilmişti...

Şu an Vedat ın dışında üç kişi daha izliyordu Mecit i. Biri denizden, diğer ikisi de tepelerden sahillerden ve değişik yerlerden izliyorlardı adamı.

Alınan bilgiye göre;

Ömer, kaybolmadan bir kaç gün önce bankadaki tüm parasını çekmişti. Üç şey kayıptı şu anda. Bu para yoktu ortada. Ve adamın ehliyeti de kayıptı. En önemlisi de. Ömer in kendisi kayıptı. Ne izini ne de tozunu bulamıyorlardı adamın.

Ne dirisini. Ne de ölüsünü...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://genclikforumu.yetkinforum.com
 
Kayık 4 - MusTafa öZay
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» mustafa güngece sımsıkı
» Mustafa Kemal ****** Hakkında Heyşey !...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
...:::WWW.unutulan.TK:::... :: TARİH VE EDEBİYAT :: EDEBİYAT-
Buraya geçin: