...:::WWW.unutulan.TK:::...
DAHA KALİTELİ HİZMET İÇİN ÜYE OLUNUZ...

ÜYE OLDUKTAN SONRA SİZE GELEN MAİL AKVİTE EDİNİZ..



ÜYELERİMİZ BÜTÜN AKTİVİTELERDEN YARARLANMA HAKKINA SAHİPTİR ...

ÜYELİK İŞLEMİ SADECE 10 SANİYENİZİ ALACAKTIR...

genclik_forumu@hotmail.com
...:::WWW.unutulan.TK:::...
DAHA KALİTELİ HİZMET İÇİN ÜYE OLUNUZ...

ÜYE OLDUKTAN SONRA SİZE GELEN MAİL AKVİTE EDİNİZ..



ÜYELERİMİZ BÜTÜN AKTİVİTELERDEN YARARLANMA HAKKINA SAHİPTİR ...

ÜYELİK İŞLEMİ SADECE 10 SANİYENİZİ ALACAKTIR...

genclik_forumu@hotmail.com
...:::WWW.unutulan.TK:::...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Neyin Sedası / €mre Şahin

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
By_Kom@ndo
Admin
Admin
By_Kom@ndo


Mesaj Sayısı : 465
REP GÜCÜ : 3377
Kayıt tarihi : 12/04/09
Yaş : 35
Nerden : KONYA

Neyin Sedası / €mre Şahin Empty
MesajKonu: Neyin Sedası / €mre Şahin   Neyin Sedası / €mre Şahin I_icon_minitimePaz Nis. 12, 2009 11:34 pm

Neyin Sedası / €mre Şahin

--------------------------------------------------------------------------------

Nice zaman duyuldu nefesim büyümedim de; bir ney sedasından kalbimin derinliklerinde çıkan komalar, nihavend makamında gökyüzünde yankılandı.
Nice sıcakları hissettikte, yakınımızda duyulan ateş; bizi etkiledi, gönlümüz tüm hasetlerden geçti.
Neyin aksisedasını tüm mahalleli duydu da; kapımıza gelip bize hediyeler verdiler. İçlerinden birini sözcü seçtiler. Ve sözcü içeri girip söze şöyle başladı:
“ Allah’a hamd olsun. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e selatu selam olsun. Ey mahallemize gelip de bizi kendinde geçiren. Sen şu hikâyeyi hiç duymadın mı? Bir keresinde Hz. Süleyman tahtın üzerinde otururken rüzgâr ters taraftan esmiş. O zamana kadar hiç rüzgârın bu şekilde estiğine şahit olmayan Hz. Süleyman rüzgârı kınamış. Demiş ki: Rüzgâr, doğruluktan ayrılma. Ters yönden esme. Rüzgâr da demiş ki: Ey Süleyman! Asıl sen doğruluktan ayrılma. Sen doğru oldukça ben ters esemem. Sonra Hz. Süleyman, elini tacına atınca bakmış ki, taç eğrilmiş. Eğriliği düzeltmiş. Fakat Hz. Süleyman tacı düzelttikçe taç kendiliğinden eğriliyormuş. Tam sekiz kere böyle olmuş. Sonra taç demiş ki: Sen beni yüz defa doğrultmuş dahi olsan, ben yine böyle eğrileceğim. Ta ki sen kendini düzeltene kadar bu böyle devam edecek. Bunun üzerine Hz. Süleyman kendi içerisine, kendi gönlüne nazar etmiş ve orada bir eksiklik, bir eğrilik görerek; onu telafi etmiş. Kendisini düzeltmiş. Bunun üzerine rüzgârda doğru yönden esmiş, taçta kendiliğinden düzelmiş. Hz. Süleyman tacı eline alarak, onu kasten eğriltmiş fakat taç yeniden doğrulmuş. Yeniden eğriltmiş ama o eğrilttikçe taç kendini doğrulmuş. Hz. Mevlana bu hikâyeyi söylediklerinden sonra diyorlar ki:
‘Sende bir gam zuhur ederse eğer, sen bunun sebebini dışarıda arama, başkasını itham etme. Kendini araştır, kendine bak. Hani firavun dışarıda çocukları öldürüyordu ama kendisini alaşağı edecek çocuğu (Hz. Musa) kendi evinde besliyordu. Bundan gafildi. Sende firavun gibi, suçluları-asıl suçlu kendi içindeyken- dışarıda arama. Asıl suçlu senin nefsindir, nefsinin eğriliğidir. Kendi düşmanını beslemekte ama dışarıda ki suçlulara atmaktasın topu.
Şöyle yanıt verildi: Söylediklerinde tek bir kusur olmayan insan. Söyle, bunları anlatmaktan maksadın nedir? Eğer bizde böyle bir kusur gördü isen, çabucak söyle de, bizde kendi içimize bakalım.
Sözcü: Senin kamışından zuhur eden ses, ülkesini özleyen ruhtan çok uzaktadır. Bizler o sesi duydukta bize gelen o sese kulaklarımızı kapadık. Eğer biraz daha çalmaya devam etseydin, temiz ruhlu insanlara etki edecek, onları baştan çıkaracaktın. Bizler zaten sürekli günah işleyicileriz, senin üfleyip de çıkardığın ses, günahlarımızı hatırlatmaktan başka bir şey yapmadı.
(Eğer gönlün üzüntüsü yapamadığı şeylerden ise, insanın istekleri tükenmeyeceğinden dolayı hep üzüntülü olmasının sebebi; isteklerden uzaklaştığından, egosuna aykırı gelen şeylerden dolayı değil midir? Bir alışverişe çıksak, o alışverişte aynı fiyata sahip iki mal olsa. O istenileni değil de diğerini satın alsak. Fakat arasında şekerli-şekersiz farkı olsa, isteyen bizi neden bunu aldın demez mi?)
Yanıt şöyle oldu: E adam, o zaman bu hediyeler, bu iltifatlar da nedir? Neden bu şekilde davrandınız da o zaman şu kibrimi yücelttiniz? Söylediklerinde haklısın. Ben bu neyi üflerken, aslında uzak kaldıklarımdan, yapamadıklarımdan, korkularımdan korkarak ve onları hissederek çaldım.
Sözcü: Allah seni doğru yola soksun. Her daim zikriyle şereflendirsin. Bizim sana bu hediyeleri getirmekten kastımız günahlarımızı hatırlatmandır. Bize ihsanda bulundun ki, asla böyle bir şeye hayatımız boyunca düşmemeye azmettirdin ve sadece bu sesle mümkündü bu. Şimdi kabul et hediyelerimizi.
__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://genclikforumu.yetkinforum.com
 
Neyin Sedası / €mre Şahin
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Selçuk Şahin’le 3 yıl daha

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
...:::WWW.unutulan.TK:::... :: TARİH VE EDEBİYAT :: EDEBİYAT-
Buraya geçin: