...:::WWW.unutulan.TK:::...
DAHA KALİTELİ HİZMET İÇİN ÜYE OLUNUZ...

ÜYE OLDUKTAN SONRA SİZE GELEN MAİL AKVİTE EDİNİZ..



ÜYELERİMİZ BÜTÜN AKTİVİTELERDEN YARARLANMA HAKKINA SAHİPTİR ...

ÜYELİK İŞLEMİ SADECE 10 SANİYENİZİ ALACAKTIR...

genclik_forumu@hotmail.com
...:::WWW.unutulan.TK:::...
DAHA KALİTELİ HİZMET İÇİN ÜYE OLUNUZ...

ÜYE OLDUKTAN SONRA SİZE GELEN MAİL AKVİTE EDİNİZ..



ÜYELERİMİZ BÜTÜN AKTİVİTELERDEN YARARLANMA HAKKINA SAHİPTİR ...

ÜYELİK İŞLEMİ SADECE 10 SANİYENİZİ ALACAKTIR...

genclik_forumu@hotmail.com
...:::WWW.unutulan.TK:::...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 malazgirt savaşı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
By_Kom@ndo
Admin
Admin
By_Kom@ndo


Mesaj Sayısı : 465
REP GÜCÜ : 3377
Kayıt tarihi : 12/04/09
Yaş : 35
Nerden : KONYA

malazgirt savaşı Empty
MesajKonu: malazgirt savaşı   malazgirt savaşı I_icon_minitimePaz Nis. 12, 2009 9:58 pm

Malazgirt savaşı

--------------------------------------------------------------------------------

Sensiz yaşanılacak olan bir hayata atılmaktan korkuyorum.Böyle bir hayatta ayakta durabileceğimi hiç sanmıyorum.Sonu hiç gelmeyecek gibi görünen yaz gecelerinde sensizlik beni bitirmeyecek de ne yapacak? Seni sevmek mutluluksa,ben çok mutluydum.Senin de mutlu olduğunu düşünüyordum.Bu mutluluğum hiçbir zaman bitmeyecek çünkü ben seni hep seveceğim,sevgi bende var oldukça. Aşık olup da kavuşamamak insana acı verebilir ama ayrılığın verdiği acının yanında hiçbir şeydir.Aşık insanın umudu büyük olur,ayrılığın umudu ise sönük bir ateş gibidir. Gecenin bu saatinde ikimizi sorgulayıp hangimizin suçlu olduğunu bulmak,bir çare olacak mı ayrılığımıza? Suç kimin olursa olsun, o suçun oluşmasına olanak veren daima her iki taraftır. Sevmek çok zor değil,zor olan ;sevgiyi devamlı barındırabilmektir.Arada küçük kaçamaklar olsa da her zaman sevgiye yer bıraktığımı düşünüyorum. Ayrılıklara neden olan en büyük yanılgımız;sevmek ve sevilmek kavramlarına farklı açılardan bakmamızdır.İşin içine saygıyı da almayan bir düşüncenin doğruluğunu kabul etmek bana çok mantıksız geliyor. Her olayda olduğu gibi duygularda da sadece kendi tarafımdan bakmıyorum.Yada şöyle söyleyeyim sadece kendimi düşünerek sevmek ve sevilmek gibi bir düşüncem yoktur. Yaşaman gerekenleri,sevginin hak ettiği duyguları yaşaman için üzerime düşen her şeyi yapmaya hazırım hiç bir karşılık beklemeden.Sonu bana acı verse de yine yaparım.Bugüne kadar ben öyle yaşadım.Doğru mu yaptım yanlış mı?Bilmiyorum. Ama bu yolda yürümeye devam edeceğimi biliyorum. Bu benim hayat felsefemdir.Bundan taviz vermek,kendi değerlerimi hiçe saymak anlamına gelir ki,böyle bir durumda da boşlukta dolanan bir cisim gibi bir o yana bir bu yana savrulacağımı biliyorum. Seni sevdiğim için “seni seviyorum”diye haykırmadım sevgi nedir bilmeyen insanlara.Mutluluğu yakalama şansını yitirmemen uğruna ayrılığı seçtim.Acı veren, zor bir karardı benim için. Gün gelir de bu kararım mutluluğuna bir katkısı olacaksa, bilki ben hiç bir acıyı yaşamadım. Sevmek acı verir, sevmemek de. Sen hangisini yaşıyorsun şu an? Ben seni yaşıyorum birtanem.

26 Ağustus Cuma sabahı çadırından kalkan Alp Arslan Malazgirt'le Ahlat arasındaki malazgirt ovasında, kendi ordugahının 7-8 km uzağında, ovaya yayılmış durumdaki düşman birliklerini gördü. Savaşı önlemek için imparatora elçiler göndererek Sultan barış önerisinde bulundu. İmparator, Sultanın bu önerisini ordusunun büyüklüğü karşısında bir korkaklık olarak yorumladı ve öneriyi reddetti. Gelen elçileride kovdu.

Düşman ordusunun büyüklüğünün kendi ordusunun 3-4 katı büyüklüğünde olduğunu gören Sultan Alp Arslan savaştan sağ çıkma ihtimalinin düşük olduğunu sezdi. Askerlerininde hasımlarının sayı fazlalığı karşısında tedirginliğe düştüğünü farkeden Sultan eski bir Türk töresi uyarınca kefene benzeyen beyaz kıyafetler giydi. Atının da kuyruğunu bağlattı. Yanındakilere Şehit olduğu taktirde vurulduğu yere gömülmesini vasiyet etti. Komutanlarının savaş alanından kaçmayacağını anlayan askerlerin maneviyatı arttı. Askerlerinin Cuma namazına İmamlık eden Sultan atına binip ordusunun önüne çıkıp moral yükseltici ve maneviyat artırıcı kısa ve etkili bir konuşma yaptı. Allah'ın Kur'an'da zafer vaadettiği ayetleri okudu. Şehitlik ve Gazilik makamlarına erişileneceğini söyledi. Tamamı Müslüman olan ve büyük çoğunluğu Türklerden oluşan Selçuklu ordusu savaş pozisyonuna geçti.

Bu sırada da Bizans ordusunda dinsel ayinler yapılmakta ve Papazlar askerleri kutsamaktaydı. Romen Diyojende eğer bu savaşı kazanması durumunda(ki buna inancı tamdı) ününün ve saygınlığının artacağından emindi. Bizans'ın eski ihtişamlı günlerine döneceğini hayal ediyordu. En ihtişamlı zırhını giydi ve inci beyazı atına bindi. Ordusuna zafer durumunda büyük vaatlerde bulundu. Tanrı tarafından şeref, şan,onur ve kutsal savaş sevapları verileceğini duyurdu. Alp Arslan savaşı kaybetmesi durumunda her şeyini ve atalarından miras kalan Selçuklu devletini de kaybedeceğini çok iyi biliyordu. Romen Diyojende savaşı kaybetmesi halinde devletinin çok büyük güç, prestij ve toprak kaybedeceğini biliyordu. Her iki komutan da kaybetmeleri durumunda öleceklerinden emindi.

Romen Diyojen ordusunu geleneksel Bizans askerî kaidelerine göre düzenlemişti. Ortada birkaç sıra derinlikte be çoğu zırhlı, piyade birlikleri ve bunların sağ ve sol kollarında atlı süvari birlikleri yerleştirilmişti. Romen Diyojen merkeze; general Bryennius sol kanata ve Kapodokya'yalı general Alyattes ise sağ kanata komuta ediyordu. Bizans ordusunun gerisinda büyük bir rezerv bulunuyordu ve bu özellikle taşra eyaletlerinde nüfuzlu kişilerin özel ordularının mensuplarından oluşuyordu. Geri rezerv ordusunun komutanı olarak genç Andronikas Dukas seçilmişdi. Romen Diyojen'in bu tercihi biraz şaşırtıcı idi; çünkü bu genç komutan eski imparatorun yeğeni ve Yannis Dukas'in oğlu olup, bu kişiler açıkca Romen Diyojen'in imparator olmasının aleyhindeydiler. [4]

Savaş öğle saatlerinde Türk atlılarının toplu ok saldırısına geçmesiyle başladı. Türk ordusunun çok büyük bir çoğunluğu atlı birliklerden oluştuğundan ve nerdeyse hepsindede ok olduğundan bu saldırı Bizanslılarda önemli miktarda asker kaybına neden olmuştu. Ama yine de Bizans Ordusu saflarını bozmaksızın korudu. Bunun üzerine ordusuna yanıltıcı bir çekilme buyruğu veren Alp Arslan gerilerde gizlediği küçük birliklerinin tarafına doğru çekilmeye başladı. Bu gizlediği birlikler az miktarda organize olmuş askerlerden oluşuyordu. Türk ordusunun arka saflarında bir Hilal biçiminde yayılmışlardı. Türklerin hızlıca çekildiğini gören Romen Diyojen Türklerin saldırı gücünü yitirdiğini ve sayıca fazla olan Bizans ordusundan korktukları için kaçtıklarını düşündü. En baştan beri Türkleri yeneceğine inanmış imparator bu bozkır taktiğine kanıp kaçan Türkleri yakalamak için ordusuna Saldır buyruğu verdi. Çok az zırhları olduğu için hızlıca geri çekilebilen Türkler, zırh yığınına dönmüş Bizans süvarileri tarafından yakalanamıyacak kadar hızlıydı. Ancak buna rağmen Bizans ordusu Türkleri kovalamaya başladı. Yan geçitlerde pusu kurmuş Türk okçuları tarafından ustaca vurulan ama buna aldırmayan Bizans ordusu saldırıya devam etti. Türkleri iyice kovalayıp yakalayamayan üstüne bir de çok yorulan (üstlerindeki ağır zırhların etkisi büyüktü) bizans ordusunun hızı durma noktasına geldi. Türkleri büyük bir hırsla kovalayan ve ordusunun yorulduğunu anlayamayan Romen Diyojen yine de takip etmeye çalıştı. Ancak bulundukları mevziden çok ileri gittiklerini ve çevreden saldıran Türk okçularını görüp kuşatıldığını çok geç zamanda anlayan Diyojen geri çekilme buyruğu verme ikilimindeydi. Tam da bu ikilimdeyken geri çekilen Türk süvarilerinin yönlerini tam Bizans ordusu üzerine geçip hücuma kalkmaları ve geri çekilme yollarının da Türkler tarafından kapatıldığını gören Diyojen paniğe kapılarak 'Çekil' buyruğu verdi. Ancak ordusu çevrelerindeki Türk hatlarını yarıncaya kadar yetişen Türk ordusunun ana kuvvetleri Bizans ordusunda tam bir panik başlattı. Kaçmaya kalkan generalleri görüp daha da paniğe kapılan Bizans askerleri en büyük savunma güçleri olan zırhlarını da atıp kaçmaya çalıştı. Bu sefer de ustaca kılıç kullanan Türk kuvvetleriyle eşit duruma düşüp büyük çoğunluğu yok oldu.

Türk Soyundan gelen Uzlar, Peçenekler ve Kıpçaklar; Afşin Bey, Artuk Bey,Kutalmışoğlu Süleyman Şah gibi Selçuklu komutanları tarafından verilen Türkçe emirlerden etkilenen bu süvari birlikleride soydaşlarının yanına katılınca Bizans ordusu süvari gücününde önemli bir kısmını kaybetti. Sivas'ta soydaşlarına yaptıklarının acısını çıkartmak isteyen Ermeni askerleri herşeylerini bırakıp savaş alanından kaçınca Bizans ordusu için durumun vahameti arttı.

Ordusunun dağıldığını ve komuta etme olanağının kalmadığını gören Romen Diyojen yakın birlikleriyle kaçmaya kalktıysa da artık bunun imkânsız olduğunu gördü. Sonuçta tam bir bozgun havasına giren Bizans ordusunun büyük bölümü akşam hava kararıncaya kadar yok edildi. Kaçamayıp sağ kalanlar teslim oldular. En sonuna kadar mertçe savaşan imparator omzundan yaralı olarak ele geçirildi.

Tüm dünya tarihi için büyük bir dönüm noktası niteliğinde olan bu savaş zafer kazanan komutan Alp Arslan'ın yenik İmparator IV. Romen Diyojen'le antlaşma yapmasıyla son buldu. İmparatoru bğışlayan ve ona iyi davranan Sultan antlaşmaya göre İmparatoru serbest bıraktı. Antlaşmaya göre imparator kendi fidyesi için 100.000 dinar, vergi olarak da her yıl 360.000 dinar ödeyecek ayrıca Antakya, Urfa, Ahlat ve Malazgirt'ide Selçukluya bırakacaktı. Tokat'a kadar kendisine verilen Türk birliği eşliğinde Konstantinopolis'e (İstanbul) doğru yola çıkan imparator Tokat'ta toplayabilidiği 200.000 kadar dinarı kendisiyle birlikte gelen Türk birliğine verip Sultan'a doğru yola çıkardı. Tahta kendi yerine VII. Mikhail Dukas'ın çıktığını öğrendi.

Bir Ermeni prensi tarafından gözlerine mil çekilerek öldürüldü.

Michael Dukas, Romenes Diyojen'in imzaladığı antlaşmanın geçersiz olduğunu ilan etti. Bunu haber alan Alparslan'da ordusuna ve Türk Beylerine anadolunun fethi emrini verdi. Bu emir doğrultusunda Türkler anadoluyu fethe başladılar. Bu saldırılarda sonu Haçlı Seferleri ve Osmanlı İmparatorluğuna varacak bir tarihi süreci başlatacaktı.

Bu savaş, Anadolu'nun Türklerin eline geçmesi durumunu doğurdu. Bu da İslam savaşçısı olan Türklerin, eski Cihad Akınlarını tekrar başlatacağını gösteriyordu. Abbasiler döneminde biten bu akınlar, Avrupayı İslam tehdidinden kurtarmıştı. Ancak Anadolu'yu ele geçiren ve Hıristiyan Avrupa ile Müslüman Ortadoğu arasında tampon bölge oluşturan Bizans devletinin çok büyük bir güç ve toprak kaybı sağlayan Türkler, aradaki bu bölgeyi ele geçirerek Avrupa'ya başlayacak yeni akınların habercisi oluyordu. Ayrıca İslam dünyasında büyük bir birlik sağlamış olan Türkler bu birlikteliği Hıristiyan Avrupaya karşı kullanacaktı. Bütün İslam dünyasının Türklerin önderliğinde Avrupa'ya akın başlatmalarını önceden gören Papa, önlem olarak Haçlı seferlerini başlatacak ve bu da kısmi olarak işe yarayacaktı. Ancak yine de İslam Dünyasının Avrupa'ya yaptığı akınları durduramayacaktı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://genclikforumu.yetkinforum.com
 
malazgirt savaşı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» dandanakan kösedağ savaşı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
...:::WWW.unutulan.TK:::... :: TARİH VE EDEBİYAT :: TÜRK TARİHİ-
Buraya geçin: